5 Ocak 2015 Pazartesi

ALEVDEN DORUKLAR

Hayatın kuytusunda alevden doruklar
Çağırıyor bin türlü yüreğimi azaptan:
O ki, insandır; öyle yalnız ve mahpus
Hangi taş duvar bent olabilir tasasına?

Ah! Bilmem ki, hangi payeyi versem
İçim, içimde fırtınada, kıyamette hep
Birileri gelir ve vurur ansızın alnıma
Birileri gonca takar prangalı ayağıma!

Dışarıda karanlık örtünü sererken düşman
Siner ciğerine, dibini arayan yanılgılar...
Elleri her sabah çocuklaşır, bilemezsin
Gözleri dört mevsim bakar, karanfil gibi.

Ey insanda azımsanan bütün yaradılış
Bir sahibin var elbet, sesler ve sislerden
Her şeyde dokunuşun gerçekliğini yaratan
Anlamak var, zihinde beliren hayaletten?

Gidiyorum, - zihnimde bitmez istilalar
Dinmez isyana aşkım, anlıyor musun?
Benimle beraber, şahit ol, binlercesi
Bir söz için şehit düştü sisli sokaklarda.

Yüreğimin vergisi, sağanak bir gece yarısı
Düşmedi, düşürmedi tek damla nedameti!
Biliyorum ey hayat, aşkın da bir tadı var
Kavganın yüce güzellinde, asi ve ekşi!

23.55 
05.01.2015