Ne zaman sorabilirsin ki
Durdurulmaz gücünle dünyaya
Yaşamanın ve sevmenin ötesinde
Yaşlı bir adam gibi uzaklara bakıp
Ve veda edilmiş bir sevgili gibi
Uzaklara bakıp
Tanrının kadrini sorgulayıp
Şeytanın uçsuz tesellisine
İnsanın kahreden ellerine
Ve umudun titreyen ışıklarına
Tüm gücünle muhtaç kaldığını?
Ey gecede ayrı gündüzde ayrı
Ateşle ayrı suyla ayrı tutuşan
Yalnızlığın kutsanmış bekçisi
Acının onulmaz yargıcı
Sevdanın sürüngeni
İnsanın ve kaderin efendisi
İçinden yanıyorsun, görüyorum
Ne zaman sorabilirsin ki sen
Küllerinde korlar uçuşanlar der ki
- Ben unuttum zamanımı
Zaman benim içimden geçti
Geçti ki içimden bir yel gibi
Hiç mi hiç büyümedim
Ne denizim dalgalandı
Ne dalgalarım köpürdü
Üşüdüm içimdeki ateşin önünde
Ellerim, öpülmemiş yanaklarım
Buz tuttu aynalar karşısında
Ah! Gözlerim diyorum uzaklara bakıp
Daha ne kadar uzağı göreceğim -
Bir şeytan işi bu
İnsanın ateşi harlanıyor düşündükçe...
Ne zaman sorabilirsin ki
Kim söndürecek
Kim yıkacak duvarını
Ve kim inandıracak tekrar t a n r ı y a!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder